“DÜNYA SONUNA MI GELDİ?!”
Güneşten gelen bir patlama, dünya medyasını sarsmaya yetti. Başlıklar, güneş patlamasının dünyanın sonunu getireceği, elektrik kesintileri ve donmaya başlama tehlikesiyle doluydu.
Din adamları uyarıyordu: “Hazırlanın, son günler geldi! Deccal iniyor, Mesih geliyor!” Bilim adamları ise farklı bir teori öne sürüyordu: “Uzaylılar geliyor, hazırlıklı olun!”
Telefonlar, elektronik cihazlar… Hepsi bozulacak mıydı? Peki ya elektrikler?
Kim gelir, ne gelir… Bağcılar’da herkes merak içindeydi. Kimi, yaşamaktan bıktığını söylerken, kimi de bunların hepsinin saçmalık olduğunu iddia ediyordu.
Ama korkmalı mıydık? Kimi için ölüm kaçınılmazdı zaten. Belki de güneşin patlaması, sonu olmayan bir eğlenceydi. Ölümden korkmak yerine, belki de eğlenceli bir maceraydı bu.
Zamanlama… Zaman dediğimiz şey neydi ki zaten?
Peki ya patlama gerçekleşirse? Kilerde korkanlar vardı. Gerçekten korkmalı mıydık? Astroloji mi, din adamı mı, bilim adamı mı haklıydı?
Geçmişte güneş patlamaları yaşanmış mıydı hiç? Evet, yaşanmıştı. Carrington olayı gibi…
Eylül 1859… O güneş fırtınası, tarihin en büyüğüydü. Gökbilimciler, o anı izlemişti. Ancak o zamandan bu yana teknoloji gelişti. Acaba bu sefer ne olacaktı?
Sonuçta, ne olursa olsun, bilim insanları uyarmıştı: Endişe etmek yerine, sakin olmak ve gerçekçi önlemler almak önemliydi. Belki de güneş patlaması, insanlığın daha güçlü bir şekilde ayakta kalması için bir fırsattı.
https://www.instagram.com/reel/C46dWaRqK-u/?utm_source=ig_web_copy_link&igsh=MzRlODBiNWFlZA==