Toplumsal Şöhret Hastalığı: Sosyal Medyanın Gölgesinde
Günümüzde, her yerde bir kamera var ve neredeyse herkes birbirinin yaşamına dair bir şeyler arıyor gibi görünüyor. Sosyal medya platformlarında paylaşılan her şey, bir anlamda toplumun gözü önünde. Ancak bu gözetleme eğilimi, bazen birinin mahremiyetini ihlal etme ve hatta kişisel saldırıya dönüşme riski taşıyor.
Özellikle kadınlar, bu gözetleme kültüründen büyük ölçüde etkileniyor. Kimliklerinden bağımsız olarak, kadınlar sürekli olarak izleniyor ve eleştiriliyor. Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay da bunun en çarpıcı örneklerinden biri.
Bir kadın, sarhoş bir şekilde taksiye binerek taşkın hareketlerde bulunuyor. Bu durum, toplumun genelinde “uygunsuz” olarak nitelendiriliyor ve sosyal medyada hızla yayılıyor. Ancak bir düşünmek gerekir: Kadının belki de derin bir sıkıntısı vardı ve içtiği alkolle bu sıkıntısını geçici olarak unutmaya çalışıyordu. Ancak bu unutma çabası, onu daha da açık hale getirdi ve toplumun hedefi haline geldi.
Bu durum, bir hata olarak nitelendirilebilir. Ancak bu hata, yıllarca sosyal medyada dolaşacak ve kadının hayatını olumsuz etkileyecek bir şekilde kullanılabilir. Toplumun linç etme eğilimi de cabası.
Kadının yaptıkları yanlış olabilir, ancak bunun sosyal medyada paylaşılması da doğru değil. Özellikle taksi şoförünün bu durumu kendi çıkarı için kullanması, insanlık adına utanç verici bir davranış olarak nitelendirilebilir.
Sonuç olarak, sosyal medya üzerinden hızla yayılan bu tür olaylar, toplumun şöhret olma hastalığına olan eğilimini de ortaya koyuyor. Herkes bir şekilde göz önünde olmayı, tanınmayı istiyor. Ancak bu istek, bazen başkalarının hakkını ve mahremiyetini göz ardı etmeye neden oluyor.
Bu olaylar karşısında empatiyle yaklaşmak ve insanların mahremiyetine saygı göstermek önemlidir. Sonuçta, herkesin bir gün yaşadığı hataları hatırlamak ve onlara insanca yaklaşmak gerekiyor.
https://www.instagram.com/reel/C6mMPEMqw9s/?utm_source=ig_web_copy_link