Kendinizden bahsederimisiniz -Yazarlık serüveniniz nasıl başladı?
-Metin Feyyaz Yorulmaz 34 yaşındayım. İstanbul’da doğup büyüdüm. Yıldız teknik
üniversitesi mezunuyum.Yazarlık serüvenim ilkokula yeni başladığım dönemlerde
başladı. Şiir ve şarkı sözleri besteler, kendi kendime mırıldanırdım. Çevremde bu
mırıldanmaları duyan ve beğenen çok insan olmuştu. Bunun yanı sıra yazdıklarımla,
okuduklarımla dalga geçen bir kesimde mevcuttu. Şiir okurken gülmeleri ve alaycı
tavırları beni çok rahatsız etmişti. Bir süre yazdıklarımı hiç kimseye okutmama kararı
aldım. On yaşıma kadar kimseyle paylaşmadım hatta. Sonra bir makale okurken
“Asla pes etme! Etrafın seni hep kıskanacak ve aşağı çekecek” gibi bir cümle çıktı
karşıma ve bakış açım tamamen değişti. Gerçekten o an baktığım pencereyi hemen
kapatıp başka bir pencere açtım kendime. Öğrenim gördüğüm ilkokul ve ortaokul
vasıtasıyla girdiğim yarışmalardan hep birincilikler aldım. Mutlu olmaktan ziyade
elimdeki mücevherin kıymetini anlamama sebep oldu. Öz güvenim arttı ve daha sıkı
yapıştım defterime.Gerçekten Biz Farklıyız adlı öykü kitabınızla geçtiğimiz günlerde bir ödül aldınız. Bu ödülden bahseder misiniz? Soruya ilave olarak şunu sorayım Gerçekten Biz Farklıyız kitabının ana mesajını tek bir cümleyle özetlemek isteseydiniz, bu ne olurdu?
-Ödülümü Cengizhan Kaya bey’den aldım.Ödül almak onur ve gurur verici. Çok mutlu oldum, sahneye çıkarken bir ara ayaklarımın, yer çekimini hissetmediğini düşündüm.Yılın en iyi öykü kitabına sahip olmak ayrı bir heyecan. Ödül çok kıymetli, bir diğer ödülde okuyucularınızdan gelen mesaj ve yorumlar.Yazdıklarınız birilerinin kalbine dokunması sizi hissetmesi inanın en büyük ödül. Kitabımı bir cümle olarak yorumlarsam ‘’yaşadığınız anın kıymetini bilin bugün var ama yarın bugün diye bir şey olmayacak’’ derim.Mesleki çalışmalarınızdan bahseder misiniz ?
-İlk kitabım Ah be çocuk 2018 Yılında okuyucularla buluştu. 2024 yılında yaklaşık çalışmalarım 4 yıl süren Gerçekten Biz Farklıyız kitabımızla tekrar okuyucularımızla buluştuk.‘Gerçekten Biz Farklıyız’ öykü kitabınızda işlediğiniz “farklı olmak” teması günümüz toplumunda nasıl bir karşılık buluyor?
-Şuan gelinen noktada farkındalıklarımızı ve hislerimizi kaybettiğimizi düşünüyorum.
Farklı olmak bence hala hislerini kaybetmeyen, duygularını doğru yönetebilen anlamına geliyor. Biz farklıyız çünkü hala hissedebiliyoruz, duygularımız hala küçük bir çocuk misali cıvıl cıvıl. Farkındayız düşünüyoruz, tüm davranışımız topluma örnek olmak adına sık elenip sık dokunuyor. Herkesin dediği gibi değil, gerçekten kendimize yapılmasını istemediğimizi başkasına yapmayarak farklıyız. Tüm insanlara makam mevki gözetmeksizin aynı davrandığımız için, sabaH uyandığımızda şükrettiğimiz için, sokak hayvanlarının başını okşamadan karnını doyurmadan yanlarından geçmediğimiz için, Her şer de bir hayrın olduğuna inandığımız için,sevmek duygusunu kalbimizle yaşabildiğimiz için biz gerçekten farklıyız.Siz diğerlerinden ayıran özellikleriniz nelerdir?
-İyi bir izleyiciyimdir. Farklı bir pencerem olduğunu düşünüyorum. Bir manzaraya üç saniye bakıp gözlerimi kapattığımda tüm detaylarını saatlerce zihnimde izleyebilirim. Buda yazarken duyguyu aktarma becerimi arttırıyor. Gerçek olmadan kurguda olmaz diye düşünüyorum. Yazdıklarımın çoğu gerçek, karakterler gerçek, kurgu olan yerler var elbette ama ben hayalden çok gerçekçiyim. Okuyucularımdan gelen yorumlarda kitabın ortalarında göz yaşlarını tutamadıklarını, sonlarında da tebessüm ve kahkaha
ile kitabı bitirdikleri yorumunu aldım. Kaç kitap duyguyu ağlatabilecek kadar hissettirebilir, sonrasında güldürüp tebessüm ettirir. Yorumlar geldikçe evet işte başardın diyorum kendime.-Kitaplarınızdan birinde kendinizi bir karakter olarak yazacak olsanız, nasıl bir
karakter olurdunuz?
-Doğduktan sonra yirmi yıl bir boşlukta yaşamış, yeteneklerini bence geç farketmiş bir adam yazardım. Kendini tanıdıktan ve kendini sevdikten sonra dünya ne güzel bir yermiş diyen. Aslında ağzından çıkan her cümlenin dua olduğunu bilen. Pozitif enerjisini herkese hissettiren. Aşkı tutkuyu derinlerde yaşayan bir adam. Doğa ve hayvan aşığı, canlı olan her şeye saygısı olan.Günümüz edebiyat dünyasında dijitalleşmenin ve sosyal medyanın etkisini
nasıl değerlendiriyorsunuz? Yazarların sosyal medyada aktif olması sizce
önemli mi?
-Okuyucu artık kitap satın almıyor maalesef, dinlemeyi tercih ediyor. Sosyal medyada herşeyi okuyup öğrenebiliyorsunuz. Ben kitap kokusunu seviyorum. Kitabı koklamadan okuyamayanlardanım. Sosyal medya reklam açısından kullanılmalı. Artık herşey orada başlayıp orada bitiyor. Beni üzen saçma sapan hareketlerle binlerce beğeni alan kişiler var, siz sayfalarca kitap yazıp emek veriyorsunuz onun
yarısı kadar bile beğeni alamıyorsunuz. Dalga geçilen her hareket popüler oluyor. Aslında bu durum beni ve yazar arkadaşlarımızı çok üzüyor. Ciddiyetimizi kaybettik sanırım.
Kendinizi en çok hangi yönünüzle tanımlıyorsunuz? Bu sorudan hareketle sizi
tanıyabilir miyiz?
-Gülmeyi çok seviyorum, gülücüklerime saklıyorum bazı acılarımı. Kimseyi üzmeden acını yaşayabilmek, hoşuma gidiyor. Hayıflanmayı bırakalı çok oldu, bir şey olmuyorsa vardır bir hayır deyip yoluma devam ediyorum. Olmayacak olanı ne yaparsanız yapın olduramazsınız. Yazılarımda betimlemeyi çok seviyorum. Tüm cansız ve canlı varlıkları birbirine harmanlayıp öykü ve roman yazmak en büyük yeteneğim.Zenginlik kelimesi sizin için neyi temsil ediyor?
-Evet gene şuan ki yaşadığım hayatı ve hayalleri yaşamayı tercih ederdim. En büyük zenginlik sağlık, en büyük zenginlik bir çocuğun hayatına dokunduğunuzda gözünüzün içine bakıp tebessüm etmesi, en büyük zenginlik çaresiz kalmış bir anneye destek olmak, en büyük zenginlik eline mama alıp aç kalmış bir hayvanı doyurmak.Sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor musunuz?
Ben kitaplarımda hiç bir şekilde gelir elde etmek için etiket koymadım, kitabımı alan okuyucularım aslında kanser hastalığıyla savaşan, eğitim alamayan minik meleklerimize katkıda bulunuyorlar. Kitaplarımdan gelen tüm geliri çocuklar için kullanıyorum diyebilirim. Bir kitapla bin çocuk seviniyor diyebilirim. Tarifi güç bir mutluluk.
Röportajlarımda klasikleşen bir sorum var. Size de sormak istiyorum: Elinizde
sihirli bir değnek olsaydı dünyada ya da hayatınızda neyi değiştirmek
isterdiniz?
-Çocukların hiç üzülmediği, annesiz babasız kalmadığı, hastalıkların onlara bulaşmadığı,hiç bir hayvanın üşüyüp hor görülmediği,çocukların masumiyetleriyle yönettikleri bir ülkede yaşamak isterdim.
“GERÇEKTEN BİZ FARKLIYIZ” – YAZAR METİN FEYYAZ YORULMAZ’IN İLHAM VERİCİ HAYAT HİKAYESİ
