ABD Başkanı Donald Trump, Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro’yu hedef alan sert açıklamalar yaparak, Petro’ya “aklını başına toplaması gerektiğini” söyledi ve aksi takdirde ciddi sonuçlarla karşılaşacağını belirtti. Trump, Kolombiya’yı uyuşturucu üretiminde ABD’ye zarar veren bir ülke olarak suçladı ve Petro’nun tutumunu “düşmanca” olarak nitelendirdi. Bu sert açıklamalar, Kolombiya ve ABD arasındaki diplomatik ilişkilerde yeni bir gerginlik yaratmış oldu. Trump, açıklamasında “Aklını başına toplamazsa sırada o var.” şeklinde bir uyarıda bulunarak, bölgedeki uyuşturucu ticaretine karşı sert bir duruş sergiledi.
Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro ise Trump’ın açıklamalarına karşı sert bir tepki gösterdi. Petro, Trump’ın iddialarını yanlış bilgilere dayanan açıklamalar olarak nitelendirerek, Kolombiya’nın egemenliğine yönelik bu tür tehditlerin “savaş ilanı” anlamına geldiğini belirtti. Petro ayrıca, uyuşturucu ile mücadelede Kolombiya’nın ciddi adımlar attığını ve her 40 dakikada bir laboratuvar imha ettiklerini söyledi. Trump’ı Kolombiya’ya davet ederek, uyuşturucu ile mücadeleyi birlikte görmek istediklerini ifade etti.
Trump’ın açıklamaları, ABD ve Kolombiya arasındaki gerginliğin arka planında yer alan uyuşturucu ticareti meselesini yeniden gündeme taşıdı. Kolombiya, Trump’ın politikalarını ülkesinin egemenliğine müdahale olarak değerlendiriyor ve iki ülke arasındaki ilişkilerde derin bir çatlak oluşmuş durumda. Bu gerilim, yalnızca iki ülke arasında değil, Latin Amerika genelinde de yankı buluyor. Uzmanlar, Trump’ın tutumunun bölgedeki diğer ülkelerle olan ilişkileri ve ABD’nin Latin Amerika politikalarını nasıl şekillendireceğini sorguluyor.
Trump’ın bu sert söylemleri, Latin Amerika’daki diğer ülkelerle ABD’nin ilişkilerine de etkide bulunacak gibi görünüyor. Bu açıklamalar, sadece Kolombiya ve ABD arasındaki ilişkiyi değil, aynı zamanda Latin Amerika’daki genel ABD politikalarını yeniden değerlendirmeyi gerektiriyor.





