Finans dünyasının deneyimli ismi Ömür Şenarslan, Business Channel Türk TV ekranlarında yayınlanan programda mesleki yolculuğunu ve sektöre dair görüşlerini paylaştı. Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Yüksekokulu mezunu olan Şenarslan, 25 yıllık birikimini aktarırken bankacılığın zorluklarını, dijital dönüşüm sürecini ve geleceğe dair öngörülerini de izleyicilerle paylaştı.
ZİRAAT BANKASIYLA BAŞLAYAN KARİYER YOLCULUĞU
2000 yılında yaşanan ekonomik kriz döneminde mezun olan Ömür Şenarslan, finansal koşulların zorluğu nedeniyle borsacılık hayalini bir kenara bırakıp, Ziraat Bankası Bankacılık Okulu sınavını kazanarak bankacılığa adım attı. Türkiye’nin en köklü finans kurumlarından biri olan Ziraat Bankası’nın kendisi için bir okul niteliğinde olduğunu belirten Şenarslan, burada kazandığı disiplinin meslek hayatına yön verdiğini vurguladı.
“BANKACILIK BİR TİYATRO GİBİDİR”
Şenarslan, bankacılık mesleğinin dışarıdan görüldüğünden çok daha fazla stres ve sorumluluk içerdiğini ifade etti. Dijitalleşmenin sektörde istihdamı da etkilediğini belirterek, birçok bankacının kendi isteğiyle veya dış etkenlerle sektörden ayrılmak zorunda kaldığını dile getirdi. Özellikle üst yönetimlerin bu geçiş süreçlerine daha fazla empatiyle yaklaşması gerektiğini vurgulayan Şenarslan, “İnsanlar emeğiyle bir yere katkı sunuyor. Bu süreçlerin daha hassas yönetilmesi gerekir” dedi.
DİJİTALLEŞME VE HİZMET KALİTESİ: TÜRKİYE ÖNDE
Türkiye’de bankacılık hizmetlerinin kalitesine de dikkat çeken Şenarslan, Avrupa ile kıyaslandığında Türk banka çalışanlarının müşterilere çok daha ilgili ve çözüm odaklı yaklaştığını ifade etti. Şenarslan, “Bizim bankacılarımız sadece işlem yapan değil, aynı zamanda müşteriyle empati kurabilen profesyoneller” dedi.
“HER FİRMADA BİR BANKACI OLMALI”
Şu anda özel sektörde finans direktörü olarak görev yapan Şenarslan, firmalarda banka kökenli çalışanların önemli avantajlar sağladığını belirtti. Bankacılığın kazandırdığı gözlem ve analiz yeteneklerinin, reel sektörde finans yönetimi açısından büyük katkılar sunduğunu vurguladı. “Bankayı bilen bir finansçı, masanın iki tarafını da anlayabildiği için firmaya büyük artı değer katar” diye konuştu.
“NAKİT KASA VE BANKADA OLANDIR”
Volatilitenin yoğun olduğu mevcut ekonomik ortamı “kanguru piyasası” olarak tanımlayan Şenarslan, bu dönemde nakdin her zamankinden daha kıymetli olduğunu belirtti. Şirketlerin bilanço verilerinden ziyade, likidite durumuna odaklanması gerektiğini ifade eden deneyimli finansçı, “Nakit; ciro veya kâr değildir. Kasada veya bankada duran gerçek para çok daha önemlidir” sözleriyle dikkat çekti.
ÜRETİM ODAKLI POLİTİKALARIN ALTINI ÇİZDİ
Sanayi üretiminin son yıllarda sınırlı seviyede kaldığını ve tüketim harcamalarının artmaya devam ettiğini hatırlatan Şenarslan, sanayi firmalarının daha fazla desteklenmesi gerektiğini söyledi. “İhracat yapan, döviz kazandıran, istihdam yaratan sanayi firmaları ekonominin bel kemiğidir. Tüketimden çok üretim desteklenmeli” açıklamasında bulundu.
GİRİŞİMCİLİK RUHU VE GELECEK HEDEFİ
Ailesinde memuriyet geleneği olmasına rağmen çocukluk yıllarından itibaren girişimciliğe ilgi duyduğunu belirten Şenarslan, gelecekte kendi girişimini hayata geçirmek istediğini ifade etti. Şu anda üretim sektöründe faaliyet gösteren Pesen Galvaniz firmasında finans direktörü olarak görev yapan Şenarslan, firmaya katkı sunmanın ve ülkeye döviz kazandırmanın mutluluğunu yaşadığını belirtti.
“NAKİTİN DEĞERİNİ BİLİN”
Röportajın sonunda izleyicilere hem bireysel hem kurumsal anlamda “nakit yönetimi” konusunda dikkatli olmaları gerektiğini tavsiye eden Ömür Şenarslan, mevcut belirsiz ekonomik ortamda en değerli unsurun iyi yönetilen nakit olduğunu vurguladı.