Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Temmuz 2025 dönemine ait “Sektörel Enflasyon Beklentileri” anketini kamuoyuyla paylaştı. Anket sonuçları, hanehalkı ile piyasa aktörleri arasında enflasyon beklentilerinin giderek daha fazla ayrıştığını ortaya koydu. Özellikle vatandaşların yüksek enflasyon kaygısı sürerken, piyasa profesyonelleri daha temkinli bir iyimserlik sergiliyor.
TCMB verilerine göre, hanehalkının gelecek 12 ay için yıllık enflasyon beklentisi bir önceki aya göre 1,5 puan artarak %54,5 seviyesine yükseldi. Bu artış, vatandaşların fiyat artışlarına karşı duyarlılığının arttığını ve ekonomik istikrara olan güvenin zayıfladığını gösteriyor. Aynı dönemde, piyasa katılımcılarının enflasyon beklentisi %1,2 puan azalarak %23,4’e geriledi. Reel sektörün beklentisi ise %0,8 puan düşüşle %39,0 olarak kaydedildi.
Bu veriler ışığında, hanehalkı ile piyasa katılımcıları arasındaki enflasyon beklenti farkı 31,1 puana ulaştı. Söz konusu fark, Merkez Bankası’nın son dönemlerde sıkı para politikası uygulamalarına rağmen, toplumun genelinde bu politikaların etkili olup olmadığına dair şüphelerin sürdüğünü gözler önüne seriyor.
Öte yandan, enflasyonun önümüzdeki 12 ay içerisinde düşeceğini bekleyen vatandaşların oranı da önemli bir gerileme gösterdi. Haziran ayında %30,7 seviyesinde olan bu oran, Temmuz’da 4,1 puan azalarak %26,6’ya düştü. Bu düşüş, vatandaşlar arasında “enflasyon daha da yükselecek” algısının güç kazandığını işaret ediyor.
Ekonomistler, bu beklenti farklılığını hem iletişim stratejilerinin hem de ekonomi yönetimine duyulan güvenin farklı düzeylerde olmasına bağlıyor. Uzmanlara göre Merkez Bankası’nın para politikası kadar, topluma verdiği mesajlar ve beklentileri yönetme gücü de büyük önem taşıyor. Özellikle gıda fiyatları, kiralar ve enerji maliyetlerinde yaşanan artışların vatandaşın günlük hayatına etkisi, hanehalkı beklentilerinin yükselmesine neden oluyor.
Ayrıca uzmanlar, bu tür anketlerin yalnızca teknik veriler sunmadığını; toplumun ekonomik iklimi nasıl algıladığını da ortaya koyduğunu vurguluyor. TCMB’nin bu verilere göre hem parasal sıkılaşma politikalarını hem de kamuoyu iletişimini daha da güçlendirmesi gerektiği ifade ediliyor.
Sonuç olarak, Temmuz 2025 itibarıyla Merkez Bankası’nın yayımladığı enflasyon beklenti anketi; vatandaşın fiyat istikrarına dair güveninin azaldığını, piyasa aktörlerinin ise daha kontrollü bir iyimserlik içinde olduğunu net şekilde gösteriyor. Bu farkın kapatılması, ekonomide güvenin yeniden tesisi açısından kritik bir hedef hâline gelmiş durumda.
