Gazeteci ve eski Habertürk spikeri Nur Köşker, medya sektörünü sarsan iddialarda bulundu; Habertürk TV eski Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy hakkında yıllarca süren taciz iddialarını kamuoyuyla paylaştı ve bu süreçte kariyerinin doruğunda mesleğini bırakmak zorunda kaldığını söyledi. Bu iddialar medya çevrelerinde ve sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.
Nur Köşker, uzun yıllar ekranlarda görev yaptığı dönemde yaşadıklarını anlatırken, Mehmet Akif Ersoy’un taciz davranışlarını sistematik olarak sürdürdüğünü öne sürdü. Köşker, bu iddiaların evli olduğu dönemde, spikerlik kariyerinin en parlak zamanlarında başladığını belirtti ve taciz sürecinin birçok olayı içerdiğini ifade etti.
Köşker, taciz iddialarını şöyle dile getirdi: Ersoy’un asansör kapısını tuttuğunu, anlamsız mesajlar attığını ve onları ekran performansına ilişkin uygunsuz içeriklerle doldurduğunu iddia etti. Özellikle “Sabah bülteninde LED’in önüne geç. Bacaklarını göreyim.” gibi ifadelerle taciz içerikli yönlendirmeler aldığını söyledi. Köşker bu olaylar nedeniyle baskı gördüğünü, tehditler alarak ekrandan uzaklaştırılmakla karşı karşıya kaldığını anlattı.
Yaşananları anlatırken o dönemde kendisini güvende hissetmediğini söyleyen Köşker, tacize karşı sessiz kalmasının sebeplerini de açıkladı. Önce ailevi sorumlulukları nedeniyle sessiz kaldığını, ardından profesyonel ve kişisel baskıların artmasıyla olayların büyüdüğünü ifade etti. Köşker, mesajlaşmaların bir bölümünü utançla örnek göstererek, taciz iddialarını yineledi; ancak bu mesajların tamamını ortaya koyacak delilleri şimdiye kadar paylaşamadığını belirtti.
Bu iddialar, Mehmet Akif Ersoy’un da aralarında bulunduğu medya yıldızlarının dahil olduğu geniş kapsamlı bir soruşturmanın parçası olarak gündeme geldi. Soruşturma kapsamında Ersoy ve birkaç kişi hakkında uyuşturucu suçlamalarıyla birlikte ileri sürülen başka iddialar da gündeme geldi; bu soruşturma devam ederken Ersoy’un tutuklanarak adli süreçle yüzleştiği bildirildi.
Nur Köşker’in açıklamaları medya sektöründe taciz ve güç dengesizliği konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Köşker, bu olayın sadece kendi yaşadıklarıyla sınırlı olmadığını, kadın medya çalışanlarının sıklıkla benzer baskılarla karşı karşıya kaldığını savundu ve söz konusu davranışlara karşı sessiz kalınmaması gerektiğini söyledi.
Köşker, taciz iddialarının sadece bireysel bir durum olmadığını belirterek, sektördeki yapısal sorunlara dikkat çekti ve bu iddiaların, kurum içi sorumluluk mekanizmalarının yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kıldığını vurguladı.




