Depremlerle birlikte gelen korku ve endişe dalgaları, son olarak Çanakkale’de yaşanan 4,9 büyüklüğündeki depremle bir kez daha hayatımıza giriş yaptı. İnsanlar, bu sallantıyı nerede hissetiklerini yorumlarla paylaşıyor. Korkularımız her seferinde can bulurken, vicdanımız da bu doğal afetler karşısında nasıl tepki verdiğimizi sorguluyor.
06 Şubat’tan bu yana yaşanan depremler, sokaktaki insanların yaşadığı korkuyu daha da artırdı. Her deprem, bir sonraki büyük sarsıntıyı beklememize neden oluyor. Bu sefer Çanakkale’de oldu, ancak gözler İstanbul’un üzerinde. Uzmanlar, İstanbul için de benzer bir tehlikenin varlığına dikkat çekiyor.
Bu sallantılar, her seferinde yüreklerimizi hoplatsa da, ne hikmetse zamanla unutuyoruz. Ölümü ve depremi hafife alıyor, günlük hayatın karmaşasında kaybolup gidiyoruz. Ancak her yeni deprem, bize hayatın kırılganlığını hatırlatıyor, vicdanımızı sorgulatıyor. Acaba ne kadar yakın bir tehlike altındayız?
Depremler, bir yandan korkularımızı tazelese de, öte yandan bize hayatın kıymetini anımsatıyor. Ancak bu etki de zamanla silikleşip gidiyor, rutin yaşamın içinde kayboluyor. Belki de bu sallantılar, hayatı daha fazla takdir etmemiz ve değerlendirmemiz gerektiğini hatırlatıyor.
https://www.instagram.com/reel/C4Gs-NWqosr/?utm_source=ig_web_copy_link