Modellik dünyasına adım atalı henüz bir yıl olmasına rağmen dikkatleri üzerine çeken Ayşem Güngör, sadece podyum performansıyla değil, sektöre dair cesur açıklamalarıyla da gündeme geliyor. Genç model, moda dünyasının Türkiye’de geçirdiği dönüşümden duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, mesleğinin geleceği hakkında ciddi kaygılar taşıdığını belirtti. Güngör’ün sözleri, aslında sadece bir bireyin endişelerini değil, tüm Z kuşağı mankenlerinin ortak çıkmazını gözler önüne seriyor.
“YABANCI MODELLER DÜŞÜK ÜCRETLERLE ÇALIŞIYOR”
Ayşem Güngör, sektördeki en büyük sorunlardan birinin, yabancı modellerin Türkiye’de düşük ücretlerle çalıştırılması olduğunu vurguluyor. “Ülkemizde yabancı modeller bizden çok daha düşük ücretlerle çalışıyorlar. Bu durum yerli modellerin emeğini ve geleceğini tehdit ediyor. Oysa ki, bir manken hem iyi giyinmeli hem de bedenine ve ruhuna iyi bakabilmeli. Ancak şu anki şartlarda kendi ülkemde bu standartları yakalayarak başarılı olacağıma inanmıyorum. Bu nedenle Avrupa’ya gitmeyi düşünüyorum,” diyen Güngör, pek çok genç modelin de benzer planlar kurduğunu ifade etti.
SADECE FİZİKİ GÜZELLİK YETMİYOR
Güngör’ün dikkat çektiği bir diğer önemli konu ise sektördeki evrim. Özellikle dizi ve sinema sektörleriyle iç içe geçen moda dünyasında, artık sadece fiziksel görünüm değil, donanım da ön planda. Güngör, “Bugün bir projeye seçilmek için yalnızca güzel olmanız yetmiyor. Diksiyon, oyunculuk bilgisi, drama eğitimi hatta bazen tiyatro geçmişi bile isteniyor. Sahneye ya da kameraya çıkacak kişinin sadece endamı değil, derinliği de ölçülüyor,” diyerek mesleğin bir dönüşüm süreci yaşadığını belirtti.
Z KUŞAĞININ SESSİZ KAYGISI: “GELECEK”
Ayşem Güngör’ün açıklamaları, Z kuşağının genel bir sendromuna da ışık tutuyor. Sosyal medya ile sürekli görünür olmayı hedefleyen, ancak bu görünürlüğü sürdürülebilir bir meslek haline getirme konusunda net çözümlerle karşılaşamayan gençler için mankenlik de artık garantili bir kariyer olmaktan çıkmış durumda. Bir yandan dijital platformlardaki yıldız isimlerin hızlı yükselişi, diğer yandan sektördeki yapısal eşitsizlikler, yeni nesil mankenlerin gelecek planlarını flu bir hale getiriyor.
“NEREDE O ESKİ YILDIZLAR?”
Küçük yaşlardan bu yana Deniz Akkaya, Güzide Duran ve Şenay Akay gibi efsanevi modelleri örnek aldığını söyleyen Güngör, “Bakın, o isimlerin bile artık nerede olduğunu bilmiyoruz. O dönemlerin modellik anlayışıyla şimdikiler arasında dağlar kadar fark var. Sosyal medya fenomenleri, oyunculuk mezunları ve estetikle yeniden inşa edilen yüzler arasında sıyrılmak artık çok daha zor. Oysa biz modelliği bir sanat gibi görüyorduk,” diyerek nostaljik bir eleştiride de bulundu.
GENÇLERİN UMUTSUZLUĞU ARTARKEN…
Ayşem Güngör’ün seslendirdiği bu endişeler, sadece bir bireyin değil, tüm genç kuşakların yaşadığı sistemsel güvensizlikle örtüşüyor. Mankenlik gibi bir dönemin prestijli mesleği, artık istikrarsız, geleceği öngörülemeyen bir alan olarak algılanıyor. Moda dünyası, görünürlüğün çok ötesinde, derinlik ve donanım gerektiriyor. Bu dönüşümün merkezinde yer alan genç modellerin en büyük talebi ise: eşit fırsat, adil ücret ve sağlam bir kariyer yolu.