Türkiye gündemini sarsacak yeni bir iddia, son günlerde Ankara kulislerinde konuşulmaya başlandı. Gazeteci Aytunç Erkin, “Terörsüz Türkiye” vizyonu kapsamında örgüt mensuplarına yönelik bir ceza indirimi ya da denetimli serbestlik düzenlemesinin hazırlık aşamasında olduğunu öne sürdü. Erkin’e göre, bu plan kapsamında hem cezaevlerindeki yoğunluğun azaltılması hem de toplumsal barışa katkı sağlanması hedefleniyor.
Kulislerde dikkat çeken noktalardan biri, bu düzenlemenin doğrudan “af” olarak adlandırılmaması. İktidar çevreleri, kamuoyundaki hassasiyetleri göz önünde bulundurarak konuyu “ceza indirimi” başlığıyla değerlendirmeyi tercih ediyor. Erkin, hükümetin bu süreçte kamuoyunun nabzını yokladığını ve atılacak adımların toplumsal tepkiye göre şekilleneceğini belirtiyor.
Benzer iddialar daha önce iktidara yakın gazeteci Sinan Burhan tarafından da dile getirilmişti. Burhan, TBMM’de hazırlanan çalışmalarda örgüt üyeliğine dair yeni yasal düzenlemelerin masada olduğunu, bu çerçevede özellikle örgüt üyeliği ile doğrudan silahlı eylemlere katılım arasında ayrım yapılabileceğini ifade etmişti.
İddialara göre, yeni düzenleme taslağında silahlı eylemlere katılmamış ancak örgüt üyeliği gerekçesiyle ceza almış kişilere ceza indirimi uygulanması, suça doğrudan bulaşanlara ise denetimli serbestlik yolunun açılması değerlendiriliyor. Böylece, hukuki süreçte farklı kategorilere göre adımlar atılması planlanıyor.
Bu olası düzenlemenin yalnızca bir yargı kararı değil, aynı zamanda siyasi ve toplumsal bir hamle olarak da görülmesi dikkat çekiyor. Af veya ceza indirimi tartışmaları Türkiye’de her dönem büyük yankı uyandırırken, bu kez konunun “örgüt mensupları” üzerinden gündeme gelmesi tartışmayı daha da hassas hale getiriyor. İktidarın, bu adımla birlikte hem iç siyasette toplumsal barışı güçlendirmek hem de cezaevlerindeki yükü hafifletmek istediği kulislerde konuşuluyor.
Henüz resmi bir açıklama yapılmış değil. Ancak kulislerdeki iddialar, önümüzdeki haftalarda TBMM gündemine gelecek olası yasa teklifine işaret ediyor. Kamuoyunun nasıl bir tepki göstereceği ve siyasi partilerin bu düzenlemeye nasıl yaklaşacağı ise büyük merak konusu. Eğer bu düzenleme hayata geçirilirse, Türkiye’nin hukuk ve siyaset gündeminde uzun süre konuşulacak bir gelişmeye imza atılmış olacak.