Sürdürülebilirlik, günümüzde yalnızca çevre duyarlılığıyla sınırlı bir kavram olmaktan çıktı; ticaretin, finansın ve uluslararası rekabetin ortak dili haline geldi. Business Channel Türk TV’de yayınlanan programda konuşan Venus Sustainability Consulting Kurucusu Gülay Öncar Şentürk, sürdürülebilirliğin neden artık bir tercih değil, zorunluluk olduğunu çarpıcı örneklerle anlattı. Çevre mühendisi olarak yıllarca sahada edindiği deneyimlerin ardından bu alanda büyük bir boşluk olduğunu fark ettiğini belirten Şentürk, firmaların sürdürülebilirliği sıkça dile getirdiğini ancak bunun çoğu zaman kanıtlanabilir, ölçülebilir ve bilime dayalı verilerle desteklenmediğini vurguladı. Bu ihtiyacın, Venus Sustainability Consulting’in kuruluş hikâyesinin temelini oluşturduğunu söyledi.
Venus Sustainability Consulting; biyoçeşitlilik, iklim, su yönetimi, EPD sistemleri ve ekosistem temelli sürdürülebilirlik başlıklarında faaliyet gösteriyor. Şentürk’e göre sürdürülebilirlik doğası gereği multidisipliner bir alan ve yalnızca raporlama yapmak yeterli değil. Asıl önemli olan; firmaların sürdürülebilirlik performansını izlemek, ölçmek, doğrulamak ve yönetmek. Şirketin temel yaklaşımı da tam olarak bu noktada devreye giriyor. Klasik danışmanlık anlayışından farklı olarak, karar mekanizmalarını dönüştüren, firmaların stratejilerini yeniden şekillendiren ve bu süreci somut verilerle ispatlayan bir çözüm ortaklığı modeli benimsiyorlar.
Programda özellikle greenwashing (yeşil aklama) konusuna da dikkat çekildi. Gülay Öncar Şentürk, geçmişte sürdürülebilirliğin daha çok gönüllülük esasına dayandığını ancak bugün gelinen noktada bunun mümkün olmadığını ifade etti. Avrupa Birliği regülasyonları, uluslararası standartlar ve yaklaşan vergilendirme mekanizmaları sayesinde firmaların artık çevresel performanslarını belgelemek zorunda kaldığını söyledi. Türkiye’de de iklim kanunu taslağı, emisyon ticaret sistemi ve pilot uygulamalarla birlikte sürecin hızlandığını belirten Şentürk, özellikle ağır sanayi ve endüstriyel üretim yapan firmalar için sürdürülebilirliğin pazarda var olmanın anahtarı haline geldiğini vurguladı.
Venus Sustainability Consulting’i benzer firmalardan ayıran en önemli unsur ise sürdürülebilirliği yalnızca çevresel bir başlık olarak değil, stratejik ve finansal bir dönüşüm aracı olarak ele alması. Şentürk, yürüttükleri projelerde firmaların karbon ayak izi beyanlarını uluslararası geçerliliğe sahip belgelerle doğruladıklarını, borsaya açılan şirketlerin BIST sürdürülebilirlik endekslerinde yer almalarına katkı sunduklarını anlattı. Bu süreçlerde firmaların performanslarının somut biçimde iyileştiğini görmek, kendileri için en büyük gurur kaynağı.
Geleceğe dair vizyonunu da paylaşan Gülay Öncar Şentürk, sürdürülebilirliğin artık çevrenin, ticaretin ve finansın ortak karar dili olduğunu belirtti. “İzle, ölç, doğrula, yönet ve azalt” yaklaşımının önümüzdeki yıllarda temel yol haritası olacağını söyleyen Şentürk, Venus Sustainability Consulting olarak bilime dayalı, kanıtlanabilir çözümler sunmaya devam edeceklerini ifade etti. Aynı zamanda genç mühendislerin, özellikle de kadın mühendislerin bu alanda yetiştirilmesine büyük önem verdiklerini dile getirdi.
Şirketlere ve bireylere de önemli mesajlar veren Şentürk, sürdürülebilirliğin romantik bir söylem değil, somut aksiyon gerektiren bir süreç olduğunun altını çizdi. “Ölçmediğiniz hiçbir şeyi yönetemezsiniz” diyen Şentürk, firmaların öncelikle veri temelli envanterlerini oluşturması, uluslararası standartlara uygun şekilde ilerlemesi ve üçüncü taraf doğrulamalarla performanslarını kanıtlaması gerektiğini söyledi. Sözlerini, sürdürülebilir bir dünya için mücadelenin yalnızca şirketlerin değil, bireylerin, kamunun ve tüm toplumun ortak sorumluluğu olduğunu vurgulayarak tamamladı.




